20 Nisan 2015 Pazartesi

Dogo Argentino: Beyaz Ölüm Meleği

Güzel başlayan ancak akılda kuşku bırakan bir isim değil mi? Beyaz ölüm meleği ! Bu lakabın sahibi 9 ırkın karışımı , ailesine olukça uysal , kısacası evde çocuk dışarıda cellat bir köpek . O’nun adı Dogo , Dogo Argentino !


1920’li yılların sonlarına doğru Arjantin’li avcılar , avlarına her aşamada engel olan puma ve domuzlara karşı koyabilmek adına bir çözüm geliştirmek istediler , çabaladılar ; her seferinde biraz daha biraz daha , yeni silahlar , eldeki teknoloji … Ancak hepsi geride kaldı , yaratıcının domuz ve pumalara vermiş olduğu güç karşısında . Dr. Antonio Nores Martinez ise tüm bu karışıklıkların arasından sıyrılarak ,mevcut deney ve eldeki imkanlarla hem güçlü hem atik hem korkusuz hem de avcı bir köpek yetiştirme arzusuyla tüm yeteneklerini ortaya koydu ; Great Dane, Boxer, Spanish Mastiff, Bulldog, Bull Terrier, Great Pyrenees, Pointer, Irish Wolfhound ve Dogue de Bordeaux ırkı 9 tür köpeğin safkanlarını çiftleştirdi ve en verimli yavruları her seferinde tekrardan çiftleştirdi . Yaklaşık 25 yıllık bir çaba sonucu tek başına bir domuzu ve pumayı rahatlıkla devirebilen , avcı dostu bir köpek çıktı ortaya ; Dogo …

1978 yılından itibaren Avusturya ve tüm dünyada secereli olarak tanınan Dogo , aslında korkusuz bir çocuk .

Sevilmekten , çocuklardan , yemeklerden , aile içindeki her sevimli şeyden hoşlanan bir dost . Ancak konu ailenin karşısındaki bir düşman ise o tam anlamıyla bir cellat !

Arjantin’liler anlatıyor :
Bayanın evine gelen misafirlerin korkmaması adına , bayan evindeki dogoyu odasına kitliyor ve misafirler ile sohbet koyulaştıkça koyulaşıyor , zaman geçtikçe içkiler içiliyor ve kadın kendinden geçmeye başlayınca misafir olarak gelen ahlaksızlar kadına tecavüze yelteniyor , ufak bağırmaları duyan dogo kafasıyla kapıyı kırarak odaya yöneliyor ve iki ahlaksızı da komaya sokuyor . Dogo böyle bir köpek . Uzmanlar ise bu hareketin tamamen bir önsezi olduğunu söylüyor …

Eğer bir gün köpek besleyecekseniz , bu kesinlikle Dogo olmalı ..

Kangal Köpeklerinin Özellikleri Nelerdir?

Günümüzde bakıldığında, hayvanlar insanlar tarafından oldukça fazla sevilmekte ve bazıları insanların en sadık dostu olabilmektedir. Şüphesiz ki bu konuda akla ilk gelen hayvan türü ise, sadıklığı ve dostluğuyla tanınmış olan köpeklerdir.

Köpek türleri içerisinde de, bazı türler ön plana çıkmakta ve diğer türlere oranla gördükleri ilgi daha fazla olabilmektedir. Aynı zamanda daha çok sevilen köpek türleri, bölgelere ve ülkelere göre değişebilir. Türkiye açısından bakıldığında ise kangal köpekleri, bu konuda en üst sıralarda yer alan  köpek türleridir. Kangal köpekleri, Türkiye’de en çok sevilen, hakkında en fazla araştırma yapılan ve köpek türleri arasında ilk sıralarda yer alan bir türdür.

Bu köpekler hakkında en fazla yapılan araştırma ise, kangal köpeklerinin nasıl ürediğine dairdir. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucu bu konuda kesin bilgilere ulaşılamazken, kangal köpeklerinin saf bir ırk olduğu genetik araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yani bu özel tür, bazı Avrupa ırklarında olduğu gibi suni yollarla üretilmemiştir. Bu da, kangal köpeklerini çok daha özel kılmaktadır. Doğal yollarla kendi içlerinde üremekte olan kangal köpeği ırkında en güçlü erkeklerin genleri, bir sonraki kuşağa aktarılmaktadır. Bu da, çok özel olan kangal köpeklerinin yüzyıllar boyunca Anadolu'nun oldukça sert iklim şartlarına nasıl dayandığını açıklamaktadır.

Kangal köpeklerinin özellikleri incelendiği takdirde, bu ırkın son derece sakin yapılı ve de akıllı oldukları akla gelen ilk özelliklerdir. Fakat bu özelliklerine rağmen, kangal köpekleri oldukça korumalı bir yapıdadır. Şüphesiz bunda ise ırksal yatkınlık ve bu köpeklerin çoban köpekleri olması önemli bir rol oynar. Bu köpekler, eğer kendi bölgelerinde başka tür köpeklere rastlarlarsa ya da kendilerine bir bekçilik görevi verilirse oldukça agresif bir yapıya bürünmektedirler.

Bu nedenle kangal köpekleri, Anadolu’da çoban köpekleri olarak oldukça yaygın bir şekilde kullanılmış ve hala kullanılmaya devam etmektedir. Aynı zamanda bu köpekler, yaşamış olduğu bölgeyi oldukça iyi bir şekilde benimser ve yaşam alanı olmayan bölgelerde ise saldırgan ve agresif bir tavır takınmazlar. Bunun dışında kangal köpekleri insanlar ile de oldukça kuvvetli ve sağlam ilişkiler de kurmaktadırlar. Bu durum da, bu köpeklerin neden bu denli sevildiğini ortaya koymaktadır.

Günümüzde çoğu köpek türü, kullanım amacına göre birtakım eğitimlerden geçmektedirler. Bu durum kangal köpekleri için de geçerli bir durumdur. Fakat kangal köpekleri saf bir ırktan geldikleri için, suni olarak üretilen diğer Avrupa ırklarına oranla eğitimleri daha zordur. Kangal köpekleri, doğal yollarla ürerler ve safkan bir ırk özelliğindedir. Bu özellik nedeniyle, bu köpeklerin eğitimi köpek 3 aylık olunca verilmeli,eğitimi veren kişi kesinlikle uzman olmalıdır. Çünkü bu köpeklerin eğitimleri saf bir ırkı temsil ettikleri için çok daha zordur. Kangal köpekleri, bazı içgüdüler taşırlar. Bu içgüdüler, sürüleri, insanları ve de evleri koruma konusundadır. Bu tür içgüdüler ise, kangal köpeklerinin kendi zekalarıyla hareket edebilmesini sağlamaktadır. Kangal köpeklerinin sadıklığı da, diğer türlere oranla daha kuvvetlidir. Kangalların sahipleriyle çok kuvvetli bir dostluk bağı bulunur ve bu köpekler sahiplerinin istediği şeyleri genellikle herhangi bir komut gerektirmeden yerine getirirler.



Yapısal ve güç olarak incelendiği zaman, kangal köpeklerinin son derece kuvvetli ve kaslı bir bedene sahip olduğu görülmektedir. Bu beden yapısı, genetiktir. Bu köpekler o kadar kuvvetlidir ki, ağırlıklarının 2 veya 3 katı olan ağrılıkları ağızlarıyla sürükler. Genetik yapısı ve de özellikleri itibariyle kangallar, kapalı yerde yaşamaya uygun köpekler değillerdir. Bu nedenle bu tür köpeklerin geniş alanlarda yaşaması en uygunudur. Özellikle de çocuklarını ve kendilerini korumak isteyen aileler de, kangal köpeklerini bahçelerinde beslemektedirler. Çünkü bu köpekler sahibine karşı oldukça dost canlısıdır ve de tam bir koruyucudur.

Kangal köpeklerinin kürkü oldukça yoğun tüylerle kaplıdır. Bu da, kangal köpeği sahiplerinin en az haftada bir kere köpeğin sert kıllı bir fırça aracılığıyla taranmasını gerektirir. Bu uygulamanın amacı ise, köpeğin kürkünün sağlıklı ve de parlak olmasını sağlamaktır. Ki çoğu insan dost olarak gördükleri hayvanların görünümlerinin güzel olmasını isterler. Bunun dışında, bu köpeklerin bakımı oldukça kolaydır. Bu köpekler en çok, özgürce yaşayabilecekleri geniş bir yaşam alanına ihtiyaç duymaktadırlar.

Köpeğinize Zarar Verebilecek Ev Ürünleri

Her gün kullandığımız ev ürünlerinin, köpeklerimiz için zararlı olabileceğine inanmak çok zor. Evinizde bulunan yaralanmaya sebep olabilecek şeylerden çocuğunuzu korumak önemli olduğu kadar, evcil hayvanlarımızı korumak da önemli ve gereklidir.

Evcil hayvanınızın zararlı tehlikelere karşı en savunmasız olduğu zamanlar, tatiller sırasındadır. Doğum günleri, yılbaşı, cadılar bayramı gibi zamanlarda kullanılan dekoratif ürünler köpekler tarafından yutulup boğulmalara neden olur. Çoğu zaman köpeğimizin hastalanmasının ya da garip davranmasının nedenini anlayamayız. Oysa ki bu neden çoğu zaman gözümüzün önünde oturma odasında, yatak odasında, bahçede olabilir. Çoğumuz evdeki potansiyel tehditlerin farkında değiliz. Peki, köpeğinizi tam olarak neden korumanız gerekir? Aşağıda köpeğinizin erişemeyeceği yerlerde tutmanız gereken şeylerin bir listesini vereceğiz.

Çikolata ve Kafein:

Şaşırtıcı olsa da yapmak isteyeceğiniz en son şey köpeğinizi metilksantin içeren bir şey ile beslemektir. Tüketimi sonrasında belirtiler genellikle 6-12 saat sonra gözlenir; bu belirtiler kusma, ishal, aşırı susama, titreme ve aşırı durumlarda ölümdür. Bitter çikolata maksimum miktarda metilksantin (teobromin) içerirken, beyaz çikolata az miktarda metilksantin içerir.

Süt ve Süt Ürünleri:

Köpeklerde sütteki laktoz içeriğini parçalamayı sağlayan laktaz enzimi yoktur. Bu nedenle, laktoz sindirilmeden kalır, dışkının su içeriğinin artması ve ishalle sonuçlanır.

Soğan ve Sarımsak:

Sarımsak tüketiminin zararlı etkileri tartışmalı olmaya devam ederken, hem soğan hem de sarımsak kırmızı kan hücrelerini etkileyebilir. Özellikle soğanın küçük miktarları bile, köpeklerde kırmızı kan hücrelerinin doğal olmayan parçalanmasına yol açabilir. Tıbbi açıdan bu duruma hemolitik anemi denir doğuştan ya da bu iki gıda maddesinin aşırı tüketimi ile meydana gelmiş olabilir.

Fındık:

Fındık genellikle fazla tüketildiğinde köpekleri etkileyecektir. Belirtileri halsizlik, kusma, yürümede zorluk, titreme, mide ağrısı, eklem ve kas ağrısıdır.

Alkol:

Alkol köpekleri insanlarla aynı şekilde etkiler ancak, köpeklerin tolerans düzeyi insanlardan çok daha azdır. Küçük bir miktar alkol kısa bir sürede köpeklerin karaciğer ve beyni etkiler ve kusma, koordine hareketlerde zorluk ve merkezi sinir sistemi sorunlarına yol açar.

Tuz:

Bir köpeği tuz içeren herhangi bir yiyecek ile beslemek akıllıca değildir. Normalden fazla miktarda tuz alımı, aşırı susama, sık idrara çıkma ve zaman zaman sodyum iyonu zehirlenmesine yol açar. Fazla tuz alımının belirtileri arasında ishal, ateş, kusma, nöbet ve kötü durumlarda ölüm yer alır.

Avokado:

Avokado persin olarak bilinen bir mantar öldürücü toksin içerir. Persin insanlar tarafından güvenle tüketilebilmesine rağmen, köpekler için zararlı olduğu kanıtlanmıştır. Aşırı miktarda avokado tüketmek nefes sorunları, kusma, kalp ve pankreas sorunlarına neden olur.

Üzüm ve Kuru Üzüm:

Zararsız gibi görünseler de, küçük miktarlarda bile üzüm ve kuru üzüm köpekleri ciddi şekilde etkiler. Belirti ve bulgular genellikle 24 saat içinde görülür. Bunlar iştah kaybı, mide ağrısı, kusma, ishal ve genel halsizliktir.

Sakız ve Şeker:

Bunlar tatlandırıcı olarak Ksilitol kullanılan ögelerdir. Ksilitol pankreasın insülin salgılatıcı aktivitesini tetikler, köpeğin kan insülin içeriği artar bu da hipoglisemi ve karaciğer yetmezliğine yol açar. Zehirlenmenin ilk işaretleri kusma, hareketlerin ve çeşitli eylemlerin koordinasyonunda sorunlar ve nöbetlerdir.

Çiğ Et, Balık ve Yumurta:

Bu üç madde de köpeklerde gıda zehirlenmesine neden olabilen Salmonella ve E. coli bakterilerini içerir. Yumurta, köpeklerde vitamin emilimi kapasitesini etkileyen (özellikle B vitamini) avidin adlı bir enzim içerir. İçerdiği parazitler nedeniyle bazı somon zehirlenmesi vakaları da bildirilmiştir. Önemli işaretler şişmiş lenf düğümleri ile birlikte, ateş ve kusmadır.

Kabartma Tozu:

Büyük miktarlarda tüketildiğinde köpeğin midesi içinde mevcut olan nem ile reaksiyona girer ve kalsiyum, potasyum, sodyum seviyelerinin düşmesiyle sonuçlanır. Bu kas krampları ve / veya konjestif kalp yetmezliğine yol açabilir.

Bitkiler:

Ev bitkileri de köpeklerde görülen çok sayıda tıbbi komplikasyonlardan sorumludur. Lilyum köpeklerde böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilirken, İngiliz sarmaşığı mide ağrısı, kusma ve ishale neden olan triterpenoid saponinler içerir. Lale gibi bitkiler, iştahsızlık, aşırı tükürük salgılama, kalp ve sindirim sorunları neden olabilir.

İnsanların Kullandığı İlaçlar:

Bu kategori, hayvanlar için zehirli olabilecek tüm reçeteli ve reçetesiz ilaçları içerir. İlaçlarınızı her zaman köpeğinizin erişemeyeceği bir yerde tutun ve evcil hayvanınıza herhangi bir ilaç vermeden önce mutlaka bir veterinere danışın. Aşağıdaki liste en sık reçete edilen korumasız bırakılmaması gereken ilaçları içermektedir;

-Ağrı kesiciler
-Antidepresanlar
-Vitaminler
-Diyabet ilaçları
-Grip ve nezle ilaçları

Bunların dışında bozuk paralar, düğmeler, keskin nesneler (bıçak, jilet) gibi bazı her gün kullandığımız nesneler köpeğiniz tarafından yutulabilir. Yani yemek yerken köpeğiniz gelip acıklı gözlerle bir şeyler istediğinde, nelerin zararlı olabileceğini düşünüp, ona göre hareket etmelisiniz.

Kaynakça: http://www.buzzle.com/articles/household-items-that-could-harm-your-dog.html

Kediler Neden Çok Uyur?

Yavru kedilerden büyük aslanlara kadar neredeyse tüm kediler sıcak bir köşe bulup tüm gün uyumak isterler. Kediler günde ortalama olarak 16 saat boyunca uyumaktadırlar hatta, bazıları günde 20 saat uyuyabilirler. Bu da bizi kediler neden bu kadar çok uyur diye düşünmeye sevk ediyor. Bu makalede cevabı bulmaya çalışacağız.

Biliyor Muydunuz?

Kediler uyku sanatında usta olmalarına rağmen, uykuları hafiftir. En ufak gürültü veya dokunma ile uyanma eğilimleri genetik olarak hayatta kalma mekanizmalarıdır. Hızlı bir şekilde uyanmak ve tetikte olmak için yetenekleri vardır.

Bir kedinin en sevdiği eğlence güzel görünmek için kendini tımarlamak ya da komşunun köpeğine bir sonraki saldırıyı planlamak değil, güzel bir uyku çekmektir. Bizim yaklaşık iki katımız süre kadar uyurlar. Ama onları suçlayamayız. Doğa ana onları uzun saatler boyunca uyuma yeteneği ile kutsamıştır. Evcil bir kedinin hayatında dört temel faaliyet bulunur: yemek, miyavlamak, oynamak ve uyumak. Bir kedi için bazen uyku diğer üç faaliyetin de önüne geçebilir. Kedilerin büyük bir kısmı alacakaranlık hayvanlarıdır, yani şafakta ve alacakaranlıkta uyanıklardır. Bu yüzden eğer sizi sabah 05:00′ de uyandırırsa, kedinizin bütün gece ayakta olduğunu düşünmeyin.

Bu alacakaranlık mirası kedilere atalarından miras kalmıştır. Kediler kemirgenler, kuşlar ve böcekler gibi küçük hayvanları avlayan yırtıcı hayvanlardır. Avları şafak ve alacakaranlık sırasında aktiftir ve hepimizin bildiği gibi avcılık oldukça çok izleme ve kovalamaca içerir. Bu nedenle kediler avlanırken harcadıkları enerjiyi yerine koyabilmek için gündüz saatlerinde oldukça uzun süre uyurlar. Kedilerin bu kadar çok uyumalarının başka sebepleri de vardır. Şimdi diğer sebepleri de inceleyerek kedilerin neden bu kadar çok uyuduklarını bulalım.

-Can Sıkıntısı:

Kediniz herhangi bir oyun arkadaşı, oyuncak ya da sizinle geçirebileceği vakit bulamaz ise canı sıkılır. Evcil bir kedi yalnız bırakıldığında çok çabuk sıkılır ve uyumak en iyi çözüm gibi görünür. Bizler işe ya da okula gidip rutin yaşamımıza döndüğümüzde evcil hayvanlarımız evde yalnız kalır. Sıkılmış bir kedi ise başka şeyler ile ilgilenen bir kediye göre daha çok uyuyacaktır. Can sıkıntısını azaltmak için ona oynayacak bir şeyler verebilirsiniz. Bir fare ya da diğer hayvan türlerinin hareketlerini taklit eden pille çalışan pek çok oyuncak mağazalarda mevcuttur. Ona eşlik edecek başka bir kedi de gün içinde sıkılmasını önleyecektir.

-Şişmanlık:

Kilolu bir kedi uyuşuk ve yavaş olur. Fonksiyonları ve hareketleri meslektaşları ile karşılaştırıldığında oldukça yavaştır. Obez bir kedi sağlıklı bir kediyle aynı enerjiyi paylaşmaz. Şişmanlık kedinizi yavaşlatır ve ileride daha çok kilo alımına ve sağlık problemlerine yol açabilir. Bu tür kediler genellikle 16 saatten fazla uyumaktadırlar çünkü, enerji seviyeleri oldukça hızlı düşer ve böylece kolayca yorulur ve uyuyakalırlar.

-Avcılık:

Kediler doğada yırtıcı hayvanlardır bu da yiyecekleri için avlanmaları gerektiği anlamına gelir bu da çok fazla enerji harcamak demektir. Hedefi izleme, kovalama ve hedefi yakalama faaliyetleri çok fazla fiziksel güç gerektirir. Avcı bir kedi bu harcadığı enerjiyi aralarda küçük şekerlemeler yaparak karşılar. Evcil kediler hayatta kalmak için avlanmak zorunda olmasa da, onlar da 14 saatten fazla uyuma içgüdülerini hala korumaktadır.

-Hastalıklar:

Tıpkı insanlar gibi hayvanlarda hastalandıklarında dinlenme ihtiyacı hissederler. Atak, koşan ve tırmalayan bir kedi canlı bir kedidir ancak kediniz her zamankinden daha uyuşuk görünüyor ve çok daha fazla uyuyorsa bir veterinere gitmeniz gerekebilir. Anemi ve hipotiroidi gibi hastalıklar kedinizde güçsüzlüğüne neden olabilir ve bu da kedinin normalden daha çok uyumasına neden olabilir.

-Yaş:

Bir yaşın altındaki bebekler gün boyu uyuma eğilimindedir tıpkı insanlar gibi, yavru kediler de büyürken yetişkin kedilerden daha çok uyumaktadır. Bir kedinin yaşı onların uyku alışkanlığında önemli bir rol oynar. Yeni doğmuş bir yavru ilk birkaç hafta boyunca neredeyse tüm gün uyur. Eklem sorunları ve artrit gibi sağlık sorunları da onların hareketliliğini etkiler, onları yavaşlatır. Kedilerin günde 16 saate kadar uyuması normaldir ancak yavru kedilerin ve yaşlı kedilerin daha çok uyuyabileceklerini hatırlatalım.

-Hava Durumu:

Kediler de tıpkı bizim gibi hava şartlarından etkilenmektedir. Kapalı bir ortamda yaşasalar bile, soğuk ve yağmurlu bir gün kedinizi daha uykulu yapacaktır ve böyle bir günde kediniz hemen uyumak için sıcak bir köşe arayacaktır.

-Zamanlama:

Daha öncede bahsedildiği gibi kediler alacakaranlık hayvanlarıdır. Gece karanlık saatlerde ve gündüz saatlerinde uyumaktadırlar. Özellikle yavrular olmak üzere kediler genellikle geceleri ve sabaha karşı ayaktadırlar. Ancak bazı kedilerin sevdikleri ile vakit geçirebilmek için uyuma paternlerini değiştirdikleri görülmüştür. Hatta bazı kediler uyuma saatlerini yemek saatlerine uygun hale getirirler. Bu nedenle evcil kedilerin uyuma süreleri farklı olabilmektedir.

Kaynakça: http://www.buzzle.com/articles/why-do-cats-sleep-so-much.html

Köpekler Neden İnsanları Yalar?

Köpeklerin insanları neden yaladıklarını hiç merak ettiniz mi? Bu vıcık vıcık, yapışkan ve ıslak karşılamalar asla durmayacak gibi görünüyor. Eğer sizde köpeğiniz tarafında sürekli bu karşılamalara maruz kalıyorsanız, nedenini öğrenmek için okumaya devam edin.

Köpekler çevremizde mutlu olduklarını bize göstermek için kuyruklarını sallarlar. Peki yalama? Bizi gerçekten tükürük içinde bırakmak zorundalar mı? Köpekler için sahiplerinin kucağına atlamak ve sahiplerinin tüm yüzünü ve kollarını yalamak, doğal bir içgüdü gibi görünüyor. Eğer evde misafirler varsa tüm bu yalama senfonisi misafirler tarafından pek hoş karşılanmayabilir. Bazı insanlar bu yalama davranışının köpeklerin ilgilerini ve sevgilerini göstermesinin bir yolu olduğunu düşünmektedir. Bazı insanlarsa bu davranıştan çok rahatsız olmaktadır. Peki, köpekler neden insanları yalarlar? Evcil köpeğinizin bu vıcık vıcık davranışının arkasında yatan sebebi öğrendiğinizde şaşıracaksınız.


Köpekler Neden İnsanları Yalar?

Köpeklerin neden sık sık yüzünüzü ve kulaklarınızı yaladığını merak ettiniz mi? Köpeklerin sahiplerinin yüzünü yalamasının ana nedeni temizlik içindir. Köpekler kendilerini temizlemek için yalamayı severler. Aynı içgüdüyü sizi temizlemek için de kullanırlar. Köpekler yüzünüzü yalamanın ve sizi temizlemenin, korumadan sonra en önemli görevleri olduğunu düşünürler. Onlara göre sahiplerinin temizliği köpeklerin işidir!

Köpeklerin insanları yalamasının başka bir nedeni ise, bunun bir yavru iken öğrendikleri köpek davranışının bir parçası olmasıdır. Anne köpekler yenidoğan yavrularının üzerinde kalan plasenta parçalarını temizlemek için yavrularını yalar. Bu davranış sadece yavruları temizlemek için değildir, aynı zamanda anne ile yavrular arasındaki bağı güçlendirir. Anne yalayarak yavrularına şefkat gösterir. Bu hareket ayrıca küçük köpek yavrularının vücutlarındaki kan dolaşımını ve hazmı artırmaya yardımcı olur. Bu yalama annelik içgüdüsü ve sevgisini uyarır. Bu nedenle belki de köpekler ilgi ve sevgilerini göstermek için insan dostlarını yalamaktadır.

Yavru köpekler annelerinin yüzünü yaladıkları zaman anne köpeğin çiğnediği yiyecekleri isterler. Çiğnenmiş yiyecekler aç yavrular için iyi bir aperatiftir. Belki de köpeklerin yüzünüzü yalamasının sebebi budur, yani umarız bu değildir!

Bir köpeğin içgüdüleri ona üzgün olduğunuzu söylerse, köpeğiniz sizi yalayabilir. Sadece ruhunuzu canlandırmak için bile sizi yalayabilir. Bunun sonucunda biraz gıdıklanabilir ve köpeğinize gülümseyebilirsiniz. Köpeğinizin istediği de zaten bu değil midir? Her zaman mutlu olmanız, bu yüzden köpekler insanların en iyi dostudur.

Yetişkin bir köpek birkaç farklı nedenle de yalayabilir. Köpekler sürü hayvanlarıdır. Sürüdeki alfa erkeğini takip etme eğilimindedirler. Sürüde dominant olduğunu kanıtlayan alfa erkeği saygı ister. Sürüdeki diğer köpekler yalayarak saygılarını gösterirler. Aynı şey bir evcil köpek için de geçerlidir. Evcil köpekler sahiplerini alfa erkeği olarak görebilir ve komutlarına itaat ettiğinin bir işareti olarak sahibini yalayabilir. Ayrıca yalamak köpeklerin insanlar hakkında birçok bilgi sahibi olmasına yardımcı olur. Cildimizde ter bezleri bulunmaktadır. Terlediğimiz zaman su, tuz ve diğer atık maddelerin yanında kimyasal sinyaller de yollarız. Köpeğiniz sizi yaladığı zaman bu sinyallerden sahibinin mutlu, mutsuz ya da korkmuş olduğunun bilgisini alır.



Ancak her zaman kompulsif yalama konusunda dikkatli olmalısınız. Sürekli kendini yalayan bir köpek strese girmiştir ya da bir sağlık sorunu vardır. Evdeki yakın bir aile üyesi evi terk ettiyse ya da köpeğinizi evde uzun saatler yalnız bırakıyorsanız, köpeğinizde yalnızlık anksiyetesi gelişmiş olabilir. Rutininin bozulması da kompulsif yalamaya yol açabilir. Yaralanma veya bir deri lezyonu da köpeğinizin sürekli kendisini yalamasına neden olabilir. Endişeli bir köpek ise kendini, etrafındaki eşyaları hatta sizi bile sürekli yalayabilir. Bu sorunu çözmek için en iyi yol köpeğinizi neyin rahatsız ettiğini çözmektir. Eğer sebep bir yaralanma ya da hastalık ise, ileri tedavi için köpeğinizi bir veterinere götürmelisiniz. Köpeklerdeki ayrılık kaygısı ise daha çok ilgi ve sevgi ile çözülebilir. Köpeğinizin anksiyete sorununun üstesinden gelmeye yardımcı olabilecek ilaçlar hakkında veterinerinizle konuşabilirsiniz.

Yalamak köpek davranışının doğal bir parçasıdır. Bir çok kişi bu durumdan rahatsız olmaz. Ancak bu davranıştan yine de vazgeçirmek istiyorsanız, rahatsız olduğunuzu gösteren ifadeler kullanabilirsiniz. Yalama davranışını takdir etmediğinizi göstermek için klasik kötü köpek ifadesini kullanabilirsiniz. Çoğu köpek ırkı insan arkadaşlarını memnun etmek için isteklidir ve sonunda yalama davranışından kaçınacaktır. Sahiplerinin yalama hakkında sevmediği bir şey de köpeklerdeki kötü nefes kokusudur. Eğer köpeğinizin nefesi gerçekten dayanılmaz ise, bir veterinerin yardımına ihtiyacınız olabilir. Bu köpeğinizin ağzındaki bir diş çürümesi veya plağının bir işareti olabilir. Köpekler için diş bakımı en az diğer sağlık sorunları kadar önemlidir.

Kaynakça: http://www.buzzle.com/articles/why-do-dogs-lick.html

5 Nisan 2015 Pazar

sevimli pati mi? tekrar düşünmemiz lazım :)

Sevimli olup olmadığını tekrar düşüneceğimiz 2 ayrı sevimli pati :)